English    Türkçe    فارسی   

6
3462-3471

  • Can verme çağında da şeytan, vasıtalık eder, senden iman incisi alır.
  • چونک هنگام فراق جان شود  ** دیو دلال در ایمان شود 
  • Ahmak derhal o sıkışık zamanda bir ibrik suya imanını satıverir.
  • پس فروشد ابله ایمان را شتاب  ** اندر آن تنگی به یک ابریق آب 
  • Halbuki o su ibriği değildir, bir hayalden ibarettir. O vasıtalık eden ibrik, ancak bir hile peşindedir. Bir kötülük yapmak ister.
  • وان خیالی باشد و ابریق نی  ** قصد آن دلال جز تخریق نی 
  • Şimdi sağlam ve semizken bile doğru şeyi bir hayal için verip duruyorsun. 3465
  • این زمان که تو صحیح و فربهی  ** صدق را بهر خیالی می‌دهی 
  • Çocuk gibi her an madendeki inciyi satıp yerine ceviz almaktasın.
  • می‌فروشی هر زمانی در کان  ** هم‌چو طفلی می‌ستانی گردگان 
  • Ecel gününün o hastalığında böyle bir şeyi yaparsan şaşılmaz artık.
  • پس در آن رنجوری روز اجل  ** نیست نادر گر بود اینت عمل 
  • Hayalinde bir surettir coşmuştur. Fakat sınama zamanında ceviz gibi çürümüş bir şey.
  • در خیالت صورتی جوشیده‌ای  ** هم‌چو جوزی وقت دق پوسیده‌ای 
  • O hayal ilk zuhur ettiği zaman dolunay gibidir. Ama sonunda yeni aya döner.
  • هست از آغاز چون بدر آن خیال  ** لیک آخر می‌شود هم‌چون هلال 
  • Önce bakınca onu sonra ne hale gelecekse öyle görürsen, aldanmaz, ondan kurtulursun. 3470
  • گر تو اول بنگری چون آخرش  ** فارغ آیی از فریب فاترش 
  • Ey emin kişi! Dünya çürük bir cevizdir. Onu pek sınama, uzaktan bak.
  • جوز پوسیده‌ست دنیا ای امین  ** امتحانش کم کن از دورش ببین