English    Türkçe    فارسی   

6
785-794

  • Herhalde bir ulu bey ölmüş olmalı diyordu; böyle bir topluluk, küçük iş değil. 785
  • این رئیس زفت باشد که بمرد  ** این چنین مجمع نباشد کار خرد 
  • Ben garibim siz buralısınız adını lâkaplarını söyleyin.
  • نام او و القاب او شرحم دهید  ** که غریبم من شما اهل دهید 
  • Adı neydi ne iş görürdü, nasıl adamdı? Bana bildirin de onun iyiliklerine ait bir mersiye söyleyeyim.
  • چیست نام و پیشه و اوصاف او  ** تا بگویم مرثیه ز الطاف او 
  • Ben şairim,bir mersiye düzüp okuyayım da,buradan bir yiyecek,bir azık parası alayım.
  • مرثیه سازم که مرد شاعرم  ** تا ازینجا برگ و لالنگی برم 
  • Bunu duyanların birisi dedi ki: Yahu, sen deli misin? Yoksa Şîa değilsin de Ehlibeyt düşmanı mısın?
  • آن یکی گفتش که هی دیوانه‌ای  ** تو نه‌ای شیعه عدو خانه‌ای 
  • Âşure gününü, o gün şehit olan cana yas tutmanın yüzlerce yıl yaşamadan daha üstün olduğunu bilmiyor musun? 790
  • روز عاشوار نمی‌دانی که هست  ** ماتم جانی که از قرنی بهست 
  • Bu dert Müminin yanında değersiz olur mu hiç? Kulağın aşkı, küpenin değerincedir.
  • پیش مومن کی بود این غصه خوار  ** قدر عشق گوش عشق گوشوار 
  • Mümine göre o pâk nurun yası, yüzlerce Nuh tufanından da meşhurdur.
  • پیش مومن ماتم آن پاک‌روح  ** شهره‌تر باشد ز صد طوفان نوح 
  • Şair’in,Halepteki Şiîleri kınayan sözleri
  • نکته گفتن آن شاعر جهت طعن شیعه حلب 
  • Şair dedi ki: Doğru ama Yezit’in devri nerede? Bu yas buraya ne kadar da geç gelmiş?
  • گفت آری لیک کو دور یزید  ** کی بدست این غم چه دیر اینجا رسید 
  • Körler bile o kötülükleri gördüler, sağırların kulakları bile o hikâyeleri duydu.
  • چشم کوران آن خسارت را بدید  ** گوش کران آن حکایت را شنید