Ağlamak, feryat etmek zamanı değil, sevinecek, kutlanacak zamanın “ dedi.2745
این نه وقت گریه و فریاد تست ** وقت شادی و مبارک باد تست
Kadı, bir ah edip dedi ki: “Gönlüne hâkim olmayan, işin iç yüzünü bilmeyen kimse nasıl hükmedebilir? O, işin hakikatini bilen iki kişi arasında bir cahilden başka bir şey değildir ki.
گفت اه چون حکم راند بیدلی ** در میان آن دو عالم جاهلی
O iki hasım, ne yaptıklarını bilirler. Zavallı, kadı o iki kişinin hilesini ne bilsin?
آن دو خصم از واقعهی خود واقفند ** قاضی مسکین چه داند ز آن دو بند
Hallerini bilmez, gafildir. Böyle olduğu halde kanlarına, mallarına nasıl hükmedecek?”
جاهل است و غافل است از حالشان ** چون رود در خونشان و مالشان
Naip “Hasımlar, bilgili ama illetlidir. Hâlbuki sen, cahilsin ama şeriat mumusun.
گفت خصمان عالمند و علتی ** جاهلی تو لیک شمع ملتی
Çünkü sende bir kasıt ve illet yok. İşte şu illetsizlik yok mu? Gözlerin nurudur.2750
ز انکه تو علت نداری در میان ** آن فراغت هست نور دیدهگان
O iki bilgiyi, garazları kör etmiştir. Bilgilerini de kasıtları, illetleri mezara tıkmıştır.
و آن دو عالم را غرضشان کور کرد ** علمشان را علت اندر گور کرد
Kasıtsızlık, bilgisizi âlim yapar, kasıt ve garaz, ilmi aykırı bir hale sokar, zulüm haline koyar.
جهل را بیعلتی عالم کند ** علم را علت کژ و ظالم کند
Sen rüşvet almadıkça kör değilsin, fakat tamah ettin mi körsün, kul köle kesilirsin” dedi.
تا تو رشوت نستدی بینندهای ** چون طمع کردی ضریر و بندهای
Ben hevadan vazgeçmişim, şehvet lokmalarını az yemişim.
از هوا من خوی را واکردهام ** لقمههای شهوتی کم خوردهام
Gönlümün tat alma duygusu aydın, doğruyu yalandan ayırt eder.2755
چاشنی گیر دلم شد با فروغ ** راست را داند حقیقت از دروغ
Muaviye’nin İblis’i söyletmesi
به اقرار آوردن معاویه ابلیس را
Sen niçin beni uyandırdın? Be hilebaz, sen uyanıklığa düşmansın.
تو چرا بیدار کردی مر مرا ** دشمن بیداریی تو ای دغا
Sen, afyona benzersin, daima uyutursun. Şaraba benzersin, aklı, bilgiyi giderirsin.
همچو خشخاشی همه خواب آوری ** همچو خمری عقل و دانش را بری
Seni çarmıha gerdim. Haydi, doğru söyle. Ben doğruyu bilir, anlarım, hileye sapma.
چار میخت کردهام هین راست گو ** راست را دانم تو حیلتها مجو
Ben herkesten, tabiatında, huyunda ne varsa, neye sahipse onu ararım.
من ز هر کس آن طمع دارم که او ** صاحب آن باشد اندر طبع و خو
Sirkeden şeker lezzetini aramam. Karı tabiatlı erkeği asker yerine saymam.2760
من ز سرکه مینجویم شکری ** مر مخنث را نگیرم لشکری
Gâvurlar gibi, bir putun Hak oluşunu yahut Hak’tan bir alâmet, bir nişan buluşunu ummam.
همچو گبران من نجویم از بتی ** کاو بود حق یا خود از حق آیتی
Fışkıdan misk kokusunu istemem. Irmak içinde kuru kerpiç araştırmam.
من ز سرگین مینجویم بوی مشک ** من در آب جو نجویم خشت خشک