English    Türkçe    فارسی   

5
2919-2943

  • نفس و شیطان خواست خود را پیش برد  ** وآن عنایت قهر گشت و خرد و مرد 
  • Nefis ve Şeytan, kendi dileğini yürüttükten sonra Tanrı inayeti kahroldu, paramparça oldu demektir
  • تو یکی قصر و سرایی ساختی  ** اندرو صد نقش خوش افراختی  2920
  • Sen bir köşk, bir saray yaparsın. Onu yüzlerce nakışlarla, resimlerle bezersin.
  • خواستی مسجد بود آن جای خیر  ** دیگری آمد مر آن را ساخت دیر 
  • Sen Onun bir hayır yurdu, bir mescit olmasını istersin ama başka biri çıkar gelir, orayı kilise, manastır yapar.
  • یا تو بافیدی یکی کرباس تا  ** خوش بسازی بهر پوشیدن قبا 
  • Yahut da sen bir kumaş dokur, ondan giyinmek için kendine bir kaftan yapmak istersin.
  • تو قبا می‌خواستی خصم از نبرد  ** رغم تو کرباس را شلوار کرد 
  • Sen kaftan istersin ama düşman, inadı yüzünden senin rağmine o kumaştan bir şalvar yapar.
  • چاره کرباس چه بود جان من ** جز زبون رای آن غالب شدن
  • او زبون شد جرم این کرباس چیست  ** آنک او مغلوب غالب نیست کیست  2925
  • Kumaş sahibi zebun oldu, kumaşın ne kabahati var? Üstün olana alt olmayan kimdir ki?
  • چون کسی بی‌خواست او بر وی براند  ** خاربن در ملک و خانه‌ی او نشاند 
  • Birisi, ev sahibinin isteği olmadan sürüp gelir, onun yurduna diken ekerse,
  • صاحب خانه بدین خواری بود  ** که چنین بر وی خلاقت می‌رود 
  • Ev sahibi, elbette horluğa düşmek zorundadır. Ona böyle bir horluk, çaresiz gelip çatar.
  • هم خلق گردم من ار تازه و نوم  ** چونک یار این چنین خواری شوم 
  • Ben de taze ve yeni isem de ne çare?Hor hakir oldum işte.Sevgili böyle istiyor,ben de hor oluyorum.
  • چونک خواه نفس آمد مستعان  ** تسخر آمد ایش شاء الله کان 
  • Nefsin istediği olduktan sonra artık,bir işi Tanrı dilerse olur demek,bir alaydan ibarettir.
  • من اگر ننگ مغان یا کافرم  ** آن نیم که بر خدا این ظن برم  2930
  • Ben,Mecusilerin kusuru,yahut kafirsem de Tanrı hakkında yine böyle bir zanda bulunamam.
  • که کسی ناخواه او و رغم او  ** گردد اندر ملکت او حکم جو 
  • Bir kimse,onun dileği olmadan ülkesinde gezsin,dolaşsın,buyruk yürütsün...buna imkan yoktur.
  • ملکت او را فرو گیرد چنین  ** که نیارد دم زدن دم آفرین 
  • Birisi onu ülkesini ele geçirsin de soluğu yaratan Tanrı,bir nefes bile alamasın,bir şey bile söylemesin, böyle şey olmaz.
  • دفع او می‌خواهد و می‌بایدش  ** دیو هر دم غصه می‌افزایدش 
  • Eğer Tanrı,bir adamdan şeytanı sürüp kovmak diler de buna rağmen Şeytan,her an o adamın derdini arttırırsa,
  • بنده‌ی این دیو می‌باید شدن  ** چونک غالب اوست در هر انجمن 
  • Bu şeytana kul olmak gerek. Çünkü her mecliste üstün çıkan o.
  • تا مبادا کین کشد شیطان ز من  ** پس چه دستم گیرد آنجا ذوالمنن  2935
  • Ben, aman Şeytan bunu benden kapmasın der durursam peki,böyle bir anda o ihsanlar sahibi Tanrı neden elimi tutmaz.
  • آنک او خواهد مراد او شود  ** از کی کار من دگر نیکو شود 
  • Onun dilediği oluyorsa artık benim işim kimden düzelir ki?
  • مثل شیطان بر در رحمان 
  • Şeytanın Tanrı kapısındaki hali
  • حاش لله ایش شاء الله کان  ** حاکم آمد در مکان و لامکان 
  • Haşa;Tanrı,neyi dilerse o olur. O,mekan aleminde de hakimdir, mekansızlık aleminde de.
  • هیچ کس در ملک او بی‌امر او  ** در نیفزاید سر یک تای مو 
  • Hiçbir kimse,onun ülkesinde onun emri olmadıkça bir kılı bile kımıldatamaz.
  • ملک ملک اوست فرمان آن او  ** کمترین سگ بر در آن شیطان او 
  • Mülk onundur,ferman onun.Onun kapısında en aşağılık köpek, Şeytandır,
  • ترکمان را گر سگی باشد به در  ** بر درش بنهاده باشد رو و سر  2940
  • Türkmenin, kapısında bir köpeği olsa,o köpek,onun kapısına yüzünü,başını koyup yatsa,
  • کودکان خانه دمش می‌کشند  ** باشد اندر دست طفلان خوارمند 
  • Evin çocukları,kuyruğunu bile çekseler aldırmaz, onların ellerinde oyuncak olur.
  • باز اگر بیگانه‌ای معبر کند  ** حمله بر وی هم‌چو شیر نر کند 
  • Fakat yoldan bir yabancı geçse erkek arslan gibi ona saldırır.
  • که اشداء علی الکفار شد  ** با ولی گل با عدو چون خار شد 
  • Çünkü 'Kafirlere şiddetlidir',dosta gül gibidir, düşmana diken gibi.