- Mahallelerde, pazarlarda buzağısını kaybetmiş adam gibi koşarsın. 1690
- میدوی در کوی و بازار و سرا ** چون کسی کاو گم کند گوساله را
- Birisi “ Baba, hayrola, ne koşup duruyorsun? Burada bir şey mi kaybettin, kaybettiğin ne? ” dese,
- خواجه خیر است این دوادو چیستت ** گم شده اینجا که داری کیستت
- “Hayırdır ama bana. Benden başka kimsenin bilmesi caiz değil.
- گوییاش خیر است لیکن خیر من ** کس نشاید که بداند غیر من
- Söylersem bana gösterilen nişaneler kaybolur. Onlar kayboldu mu ben, öldüm gitti” dersin.
- گر بگویم نک نشانم فوت شد ** چون نشان شد فوت وقت موت شد
- Her atlının yüzüne dikkatle bakarsın. Baktığın adam, sana “ Bana deli gibi bakma be” der.
- بنگری در روی هر مرد سوار ** گویدت منگر مرا دیوانهوار
- Ben, bir sahip kaybettim. Onu aramaya yüz tuttum. 1695
- گوییاش من صاحبی گم کردهام ** رو به جستجوی او آوردهام
- Ey atlı, devletin daimî olsun. Âşıklara acı, onları mazur tut” dersin.
- دولتت پاینده بادا ای سوار ** رحم کن بر عاشقان معذور دار
- Mademki gayretle aradın dikkatle baktın, bu işe adamakıllı sarıldın. Elbette bulursun. Bir işe ciddi bir suretle sarılan yanılmaz demişler.
- چون طلب کردی به جد آمد نظر ** جد خطا نکند چنین آمد خبر
- Ey iyi bahtlı, ansızın atlı gelir, seni sımsıkı kucaklar.
- ناگهان آمد سواری نیک بخت ** پس گرفت اندر کنارت سخت سخت
- Sen kendinden geçer, dostlarından ayrılırsın. Bu işten haberi olmayan da “ İşte sana riyakâr, işte sana münafık!” der.
- تو شدی بیهوش و افتادی به طاق ** بیخبر گفت اینت سالوس و نفاق