English    Türkçe    فارسی   

2
3255-3264

  • Meselâ bir hareket gördün mü anlarsın ki o hareket eden diridir. Fakat akıllı mı acaba? Bunu bilemezsin. 3255
  • جنبشی بینی بدانی زنده است ** این ندانی که ز عقل آگنده است‏
  • Mevzun hareketlere başlar, bakırın kimya ile altın oluşu gibi o da hareketlerini bilgisiyle tanzim ederse,
  • تا که جنبشهای موزون سر کند ** جنبش مس را به دانش زر کند
  • Ele benzeyen ruhun o münasebetli, o muntazam hareketlerinden anlarsın ki aklı vardır.
  • ز آن مناسب آمدن افعال دست ** فهم آید مر ترا که عقل هست‏
  • Vahiy kabul eden ruhsa akıldan da gizlidir. Çünkü o gayptır, gayp âlemindendir.
  • روح وحی از عقل پنهان‏تر بود ** ز انکه او غیب است او ز ان سر بود
  • Ahmed’in aklı kimseden gizli değildir, herkes onun akıl ve kemal sahibi olduğunu bilirdi. Fakat vahiy ruhunu her can anlayamadı.
  • عقل احمد از کسی پنهان نشد ** روح وحیش مدرک هر جان نشد
  • Vahiy ruhuna münasip şeyler de var, fakat onları akıl anlayamaz. Çünkü o ruh pek yücedir. 3260
  • روح وحیی را مناسبهاست نیز ** در نیابد عقل کان آمد عزیز
  • Akıl, o ruhun işlerine gâh delilik diye bakar, gâh şaşkınlık diye. Çünkü onu anlamak, o olmaya bağlıdır.
  • گه جنون بیند گهی حیران شود ** ز انکه موقوف است تا او آن شود
  • Hızır’a göre alelâde olan işler Musa’nın aklını şaşırttı, Musa onları görünce bulandı.
  • چون مناسبهای افعال خضر ** عقل موسی بود در دیدش کدر
  • O işler Musa’ya aykırı göründü. Çünkü Musa o hale sahip değildi.
  • نامناسب می‏نمود افعال او ** پیش موسی چون نبودش حال او
  • Musa’nın aklı bile gayp işlerine ermezse, ey ulu kişi, bir farenin aklı nedir ki bu işlere ersin!
  • عقل موسی چون شود در غیب بند ** عقل موشی خود کی است ای ارجمند