- Artık kullarından pusuda bekleyen nefis hilesiyle melûn şeytanın hilesini uzak tutsa ne olur ki?
- دور دارد از ضعیفان در کمین ** مکر نفس و فتنهی دیو لعین
- Kadının sofiye cevap vermesi
- جواب دادن قاضی صوفی را
- Kadı dedi ki: Acı emir olmasaydı, dünyada çirkin, güzel taş ve inci bulunmasaydı,
- گفت قاضی گر نبودی امر مر ** ور نبودی خوب و زشت و سنگ و در
- Nefis, şeytan heva ve hevese... Zahmet, meşakkat, savaş olmasaydı,
- ور نبودی نفس و شیطان و هوا ** ور نبودی زخم و چالیش و وغا
- A perdesi, yırtılmış adam; padişah kullarına ne ad takardı?
- پس به چه نام و لقب خواندی ملک ** بندگان خویش را ای منهتک
- Nasıl ey sabırlı, ey hilim sahibi, ey yiğitlik, ey hikmet ıssı diyebilirdi? 1750
- چون بگفتی ای صبور و ای حلیم ** چون بگفتی ای شجاع و ای حکیم
- Yol kesen ve melûn şeytan olmasaydı sabırlılar, doğrular ve yoksulları doyuranlar, nasıl belli olurdu?
- صابرین و صادقین و منفقین ** چون بدی بی رهزن و دیو لعین
- Rüstem ve Hamza’yla namussuz, aynı ve bir olsaydı bilgi ve hikmet bâtıl olurdu.
- رستم و حمزه و مخنث یک بدی ** علم و حکمت باطل و مندک بدی
- Bilgi ve hikmet, doğru yolla yolsuzluğu göstermek içindir. Her taraf yoldan ibaret olsaydı hikmet, abes ve boş bir şey olurdu.
- علم و حکمت بهر راه و بیرهیست ** چون همه ره باشد آن حکمت تهیست
- Sense bu acı sulu tabiat dükkânı için iki âleminde yıkılmasını hoş görüyorsun.
- بهر این دکان طبع شورهآب ** هر دو عالم را روا داری خراب
- Ben bilip duruyorum ki sen paksın, ham değilsin. Bu soruşunda aşağılık kişilerin anlaması için. 1755
- من همیدانم که تو پاکی نه خام ** وین سالت هست از بهر عوام