- Doksan yaşında bir kocakarı vardı. Yüzü bumburuşuktu, rengi safran gibi sarıydı.
- بود کمپیری نودساله کلان ** پر تشنج روی و رنگش زعفران
- Yanağı, sofra altısının baş tarafları gibi kat kattı. Fakat erkek aşkından vazgeçmemişti.
- چون سر سفره رخ او توی توی ** لیک در وی بود مانده عشق شوی
- Dişleri dökülmüş, saçları süt gibi ağarmıştı. Boyu yay gibi bükülmüş, her duygusu değişmişti.
- ریخت دندانهاش و مو چون شیر شد ** قد کمان و هر حسش تغییر شد
- Böyle olduğu halde koca isteği ve şehvet hırsı hâlâ yerindeydi. Erkek avlamaya aşkı vardı da tuzağı paramparça olmuştu. 1225
- عشق شوی و شهوت و حرصش تمام ** عشق صید و پارهپاره گشته دام
- Vakitsiz öten bir horoza, yolsuz, yolcusuz bir yola benziyordu. Kızgın ateşe konmuş boş bir tencereydi sanki.
- مرغ بیهنگام و راه بیرهی ** آتشی پر در بن دیگ تهی
- Meydana âşıktı, fakat ne atı vardı, ne ayağı. Düdük çalmaya sevdalıydı, fakat ne dudağı vardı ne zurnası!
- عاشق میدان و اسپ و پای نی ** عاشق زمر و لب و سرنای نی
- İhtiyarlıkta Allahm, kâfire bile hırs vermesin. Bu hırsı Allah kime verdiyse ne kötüdür o kul!
- حرص در پیری جهودان را مباد ** ای شقیی که خداش این حرص داد
- Köpek kocaldı, dişleri döküldü mü adamlara salamaz, ancak pisliğe, gübreye salar.
- ریخت دندانهای سگ چون پیر شد ** ترک مردم کرد و سرگینگیر شد
- Öyle olduğu halde şu altmış yaşındaki köpeklere bak ki her an köpek dişleri biraz daha keskinleşmede. 1230
- این سگان شصت ساله را نگر ** هر دمی دندان سگشان تیزتر
- İhtiyar köpeğin, derisinden tüyler dökülür; fakat şu ipekler giymiş kart köpeklere bak bir kere de!
- پیر سگ را ریخت پشم از پوستین ** این سگان پیر اطلسپوش بین